B Tazminat Miktarının Belirleneceği Tarih.. 242 C. Manevi Tazminat Faizi .. 244 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM PARA DIŞINDA HÜKMEDİLEBİLECEK MANEVİ TAZMİNAT TÜRLERİ VII.PARAYLA TAZMİN YERİNE VEYA ONUNLA BİRLİKTE İftiraSuçunda Manevi Tazminat Miktarı. İftira atan kişiye tazminat davası açılabilir. Bu noktada kişilik haklarına saldırı ve birçok mağduriyet sebebiyle maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir. İftiraya uğrayan kişi, yaşadığı zararlar sebebiyle iftira atan kişiye tazminat davası açabilir. Maluliyetoranı %0 olsa dahi, davacının iş kazası neticesi oluşan rahatsızlık nedeniyle üzüntü ve elem duyacağı, vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu, ruh bütünlüğünün ihlali, sinir bozukluğunun oluşması kaçınılmaz olup, manevi tazminatın düzenlendiği B.K.'nun 47. maddesinde belirtilen cismani zarar Başkasıyla Cinsel İlişkide Bulunmak. Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davası Ve Deliller. Aldatma (zina) nedeniyle boşanma davası; eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken diğer eşi aldatması sebebiyle Türk Medeni Kanun’un 161. maddesi uyarınca Aile Mahkemesi’nde açılan ve özel yargılama usullerine tabi bir dava türüdür. • KIDEM TAZMİNATI TALEBİ ( İşçinin İş Sözleşmesinin İşyerindeki Bir Bayan İşçiye Cinsel Tacizde Bulunmasından Dolayı Haklı Sebeple Feshi ) 1475/m.14,17/2 DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, izin ücreti ile kötüniyet ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. TONrJQ. Boşanma, taraflar arasındaki evlilik birliğinin kanunda yazılı sebeplere dayanılarak mahkeme kararı ile sona erdirilmesidir. Evlilik birliğini sona erdiren boşanmanın bit takım mali sonuçları bulunmaktadır. Boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından birisi de tazminat olup şartlar gerçekleşmişse boşanma nedeniyle ayrıca maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmektedir. Boşanma davasında maddi tazminat ve manevi tazminat Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu yazımızda TMK kapsamında maddi ve manevi tazminat genel hatları ile incelenmiştir. Boşanmada maddi tazminat, Türk Medeni Kanunu özel olarak düzenlenmiştir. Buna göre “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.” Boşanma Davasında Maddi Tazminatın Şartları Nelerdir? TMK hükmüne göre boşanmada maddi tazminatın şartlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz Boşanmaya Karar Verilmiş Olmalıdır TMK uyarınca maddi tazminata hükmedilebilmesi için boşanmanın gerçekleşmiş olması gerekir. Zira boşanmada maddi tazminat, boşanma sonucunda zedelenen menfaatler nedeniyle eşlerden birinin uğradığı zararın giderilmesi amacına hizmet etmektedir. Dolayısıyla boşanma kararı verilmiş olmadıkça boşanma nedeniyle maddi tazminat talep edilemez. Maddi Tazminat Talep Edilmiş Olmalıdır Boşanma davasında hakim, talep olmasa dahi iştirak nafakası ve velayet konularında resen karar vermekte iken tazminat konusunda ise taleple bağlıdır. Bu nedenle medeni usul hukukundaki taleple bağlılık ilkesi uyarınca boşanma davasında maddi tazminata hükmedilebilmesi için talepte bulunulması şarttır. Davalı Taraf Boşanmada Kusurlu Olmalıdır TMK hükmünde açıkça ifade edildiği üzere boşanma yüzünden menfaati zedelenen taraf lehine maddi tazminata hükmedilebilmesi için diğer tarafın boşanmada kusurunun bulunması gerekir. Maddi Tazminat Talebinde Bulunan Taraf Kusursuz veya Daha Az Kusurlu Olmalıdır Boşanma nedeniyle menfaati zedelenen tarafın diğer taraftan maddi tazminat talep edebilmesi, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurunun bulunmamasına veya diğer tarafa oranla daha az kusurlu olmasına bağlıdır. Kanun’da açıkça kusursuz veya daha az kusurlu olunması şartı öngörüldüğünden boşanma davasında tarafların eşit kusurunun olduğu tespit edilmesi halinde eşit kusurlu eş lehine maddi tazminata hükmedilmemektedir. Yine ağır veya tam kusurlu eşin maddi tazminat talebinin de kabul edilmesi mümkün değildir. Burada önemli olan tazminat talep edenin boşanma sebebindeki kusurudur. Bir başka deyişle tazminat talep edenin kusuru ile boşanma sebebi arasındaki nedensellik bağının değerlendirilmesi gerekir. Mevcut veya Beklenen Menfaatler Boşanma Yüzünden Zedelenmiş Olmalıdır Tazminat sorumluluğundan söz edilebilmesi için mutlaka bir zararın mevcudiyeti gerekir. Boşanmada tazmin edilecek maddi zarar ise mevcut veya beklenen menfaatin ihlalidir. Boşanmada maddi zararın konusunu oluşturan mevcut menfaatler, evlilik birliğinin taraflara getirdiği yararlardır. Buna göre mevcut menfaate örnek olarak davalı tarafın evlilik birliğinin giderlerine katılması ve eşine yardımcı olması veya davalı eşin sigortasından yararlanılması gösterilebilir. Beklenen menfaatler ise evlilik birliği devam etse idi ileride gerçekleşmesi beklenen ancak boşanma nedeniyle gerçekleşemeyecek olan menfaatlerdir. Boşanma yüzünden kaybedilen miras hakkı buna örnek olarak gösterilebilir. Elbette boşanma davası nedeni ile maddi tazminat talep edilebilmesi için tazminat talebinde bulunan tarafın zararının, evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle ortaya çıkmış olması gerekir. Yani boşanma ile zarar arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. TMK kapsamındaki maddi tazminat isteği boşanmanın eki niteliğinde olup boşanma davası ile birlikte ileri sürüldüğünde ayrı bir harca tabi değildir. Ancak düğün gideri istemi, evlilik birliği için yapılan masraflar, mal rejimi ile ilgili istekler gibi boşanmanın eki niteliğinde olmayan maddi tazminat istemleri ise ayrıca bir harç ödenmek suretiyle ileri sürülebilir. Boşanma Davasında Maddi Tazminatın Belirlenmesi TMK göre hükmedilecek maddi tazminat miktarı uygun olmalıdır. Burada hakim uygun miktardaki maddi tazminatı tespit ederken öncelikle tazminat talebinde bulunan tarafın zedelenen menfaatlerini değerlendirecek; ayrıca tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur derecelerini de göz önünde bulunduracaktır. Tarafların mevcut ve beklenen menfaatleri belirlenirken evlilik süreleri, yaşları, ekonomik ve sosyal durumları, meslek ve çalışma koşulları, sağlık durumları, yeniden evlenme şansları gibi kriterler dikkate alınmalıdır. Ayrıca hükmedilecek maddi tazminat miktarının zararın tamamını karşılaması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Hakim maddi tazminatın toptan veya irat dönemsel gelir biçiminde ödenmesine karar verebilir. Ancak maddi tazminatın bölünerek taksitle ödenmesine karar verilemez. TMK belirtildiği üzere maddi tazminatın dönemsel gelir olarak ödenmesine karar verilmesi halinde dönemsel gelir alacaklısının, yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde maddi tazminat kendiliğinden kalkar. Ayrıca dönemsel gelir alacaklısının evlenmeksizin fiilen başkasıyla birlikte yaşaması, haysiyetsiz hayat sürmesi veya yoksulluğunun ortadan kalkması halinde ise irat biçiminde ödenen maddi tazminat mahkeme kararı ile kaldırılır. 2. Boşanma Davasında Manevi Tazminat Boşanmada manevi tazminat TMK hükmü ile özel olarak düzenlenmiştir. Buna göre “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” Boşanma Davasında Manevi Tazminatın Şartları Nelerdir? Boşanmaya sebep olan olaylar nedeni ile kişilik hakkı ihlal edilen taraf lehine manevi tazminata hükmedilebilmektedir. Boşanma davasında manevi tazminatın şartları, birçok yönü ile maddi tazminat şartları ile ortaktır. Buna göre manevi tazminata hükmedilebilmesi için öncelikle boşanma kararı verilmesi, manevi tazminatın talep edilmiş olması, davalı tarafın kusurlu olması ve talepte bulunanın kusursuz veya davalıya göre daha az kusurlu olması gerekir. Şüphesiz bu şartlara ilişkin boşanmada maddi tazminat başlığı altında yaptığımız açıklamalar burada da geçerli olacaktır. Boşanma davasında manevi tazminatın, maddi tazminattan ayrım gösterdiği en önemli nokta ise zarar unsurudur. Zira maddi tazminatta zararın konusu zedelenen menfaatler iken manevi tazminatta zarar konusu ise kişilik hakkının ihlalidir. Kişilik Hakkı İhlalinin Varlığı Şartı TMK açıkla belirtildiği üzere boşanmaya nedeniyle manevi tazminat isteyen tarafın, boşanmaya sebebiyet veren olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğramış olmalıdır. 743 sayılı Kanun döneminde kişilik hakkının ağır surette ihlal edilmiş olması şartı aranmakta iken yürürlükteki kanuna göre bir ağırlık şartı öngörülmemiş ve yalnızca kişilik hakkının ihlal edilmesi yeterli görülmüştür. Eşlerden birinin manevi tazminat talep edebilmesi için kişilik hakkının ihlali dolayısıyla manevi zarara uğramış olması gerekir. Buna göre boşanmada manevi tazminatın konusunu oluşturan manevi zarar, taraflardan birinin boşanmaya sebep olan olaylar neticesinde duyduğu elem, keder, yaşama sevincindeki azalma gibi olumsuz duygusal ve/veya fiziksel acılardır. Boşanma nedeni ile manevi tazminat talep edilebilmesi için manevi zarara sebebiyet veren ve boşanmaya neden olan eylemin eşlerden biri tarafından yapılması veya eşlerden birinin manevi zarar doğuran eyleme müdahale imkânı var iken müdahale etmeksizin seyirci kalmış olması gerekir. Boşanma davasında manevi tazminat taleplerinde boşanmaya neden olan olayın aynı zamanda eşin kişilik hakkını ihlal edip etmediği ayrıca değerlendirilmelidir. Kimi durumlarda boşanmaya karar verilebilmesi için yeterli sebebin varlığına rağmen kişilik hakkı ihlalinin varlığından söz edilemeyebilir. Örneğin Yargıtay’a göre birlikte yaşamadan kaçınma veya evlilik birliğinin görevlerini yerine getirmeme hali söz konusu olduğunda boşanma kararı verilmesine karşın kişilik hakkı ihlalinden bahsedilemeyeceğinden manevi tazminat talebi reddedilmelidir. Buna karşın Yargıtay kararlarında örneğin fiziksel şiddet uygulanması, cinsel ilişki kurulamaması, eşin hastalığı ile ilgilenilmemesi, sadakatsizlik bulunması, hakaret edilmesi, eşin fiziksel, ekonomik veya duygusal olarak aşağılanması, beddua edilmesi gibi olguların kişilik hakkına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilmektedir. Boşanma Davasında Manevi Tazminatın Belirlenmesi TMK boşanma nedeniyle manevi zararın tazmininin uygun bir miktar para ödenerek sağlanacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla boşanma nedeniyle manevi zararda yalnızca nakden tazmin mümkün olup diğer manevi tazminat türleri burada uygulanamamaktadır. Manevi tazminatın miktarı noktasında hakimin takdir yetkisi bulunmaktadır. Elbette hakim manevi tazminatın miktarını belirlerken kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, tarafların ekonomik durumu, kusur dağılımı gibi ölçütleri dikkate alarak uygun bir miktara hükmetmelidir. Bu ölçütlerden kusur, tazminat miktarının belirlenmesinin yanı sıra TMK uyarınca sorumluluğun kabul edilmesinde de önemli bir rol oynamaktadır. Burada para olarak kararlaştırılması mümkün olan manevi tazminat yalnızca toptan ödenebilir. Manevi tazminatın taksitle veya irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. Zina Sebebiyle Boşanmada 3. Kişiye Karşı Manevi Tazminat Talebi İleri Sürülebilir mi? Zina nedeniyle boşanmada aldatılan eşin kişilik hakkının ihlal edildiği ve dolayısıyla diğer eşe karşı manevi tazminat talebinde bulunabileceği açıktır. Ancak halk arasında metres tazminatı olarak da ifade edilen zina eylemine katılan üçüncü kişiye karşı da manevi tazminat talebinin ileri sürülüp sürülemeyeceği hususu uzunca bir süre yargı kararlarında ve doktrinde tartışılmıştır. Yargıtay kararlarına baktığımızda yakın zamana kadar bu konuda bir içtihat birliği olmadığı gözlemlenmektedir. Bu nedenle konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun önüne götürülmüştür. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu ise tarihli kararında, zina eylemine katılan üçüncü kişinin davacı eşin manevi zararlarından sorumlu tutulamayacağına hükmederek yargı kararlarındaki ayrık uygulamaya son vermiştir. Dolayısıyla zina sebebiyle boşanmada üçüncü kişiye karşı manevi tazminat talebinin ileri sürülmesi imkânı ortadan kaldırılmıştır. 3. Boşanma Davasında Tazminat Talebi Hangi Süreler İçinde İleri Sürülebilir? Gerek maddi tazminat gerekse manevi tazminat boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi ayrı bir dava ile de ileri sürülebilir. Tazminat talebinin boşanma davasından sonra ayrı bir davada ileri sürülmesi halinde TMK hükmü gereği boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde tazminat davasının açılması gerekir. Zira evliliğin boşanma nedeni ile son bulmasından doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinden başlayarak bir yıllık sürenin sonunda zamanaşımına uğrar. Ofisimiz boşanma hukuku alanında hizmet vermekte olup boşanma avukatı olarak verdiğimiz hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız GERİ DÖNÜN Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, mobbing nedeniyle manevi tazminat talepli davada, Yerel Mahkeme tarafından hükmedilen TL manevi tazminatı az bularak işçinin istinaf taleplerini kabul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, mobbing nedeniyle manevi tazminat talepli kararında özetle; “Taraflar arasındaki ihtilaf davacı iş akdi feshinin haklı olup olmadığı buna bağlı olarak işçilik alacakları ve manevi tazminat miktarı hususundadır. Somut olayda, davacının davalı iş yerininin Anatolium şubesinde çalışırken baskı uygulandığı sonrasında Altıparmak şubesine görevlendirildiği bu yer değişikliğinin davacının bezdirilip işten çıkışını sağlamak amacıyla yapıldığı, sonrasında davacıya kıdem tazminatı bordrosunun ihbar öneli verilmek suretiyle imzalatılmaya çalışıldığı, diğer çalışanların ve davacının da duyacağı şekilde ağır hakaretlerde bulunulduğu anlaşılmakla davacının kişilik haklarının zedelendiği mahkemesince davacının uğradığı bu hakaretlerden dolayı 1000,00 TL manevi tazminata hükmolunmuş ise de davacıya yapılan hakaretlerin ağırlığı , tarafların nitelikleri davacının kişilik hakları üzerinde bıraktığı etki, diğer çalışanlar tarafınca bizzat duyulması hususları dikkate alındığında 1000,00 TL manevi tazminat miktarı az bulunmuş olup, davacının bu husustaki istinaf talebi yerinde görülmüştür.”Mobbing Nedeniyle Manevi Tazminatbursa bölge adliye mahkemesi 2. hukuk dairesi Esas Numarası 2018/4050 Karar Numarası 2019/1292 Karar Tarihi Dosya incelendi, gereği düşünüldüKARARDavacı iddiası; Davacı vekili müvekkilinin, davalı şirkete ait işyerinde tarihleri arasında satış temsilcisi, tarihleri arasında müdür yardımcısı, iş bu tarihten iş akdinin feshedildiği tarihine kadar da satış temsilcisi olarak çalıştığını, almış olduğu en son aylık net ücretinin TL +prim AGİ dahil olduğunu, primlerin işverence her ay değişen oranlarda belirlenen kotanın %90’ı tutarında satışın gerçekleştirilmesi halinde işbu satışın %1’i olarak ödendiğini,Ücret dışında aylık 300 TL tutarında multinet yemek kartı, 100 TL yol parasının işveren tarafından karşılandığını, ücret pusulaları verilmediğini, çalıştığı süre boyunca haftanın 2 günü 2 günü ve diğer 2 günü tam gün saatleri arasında, İş bu saatlere ek olarak da her ay en az 5 sefer de fazladan 1 saat çalıştığını, Temmuz 2015-0cak 2016 ayları dışındaki sürelerde ise her ay ortalama 1 hafta tatili kullandırmadığını, bu çalışmalarının karşılığının usulüne uygun olarak hesaplanmadığını ve tam olarak bordrolara yansıtılmadığını, 2016/Nisan ayı prim ücretinin eksik Ödendiğini, 2016/Haziran ayına ait ücretlerin ise hiç ödenmediğini,Çalıştığı zaman zarfında işveren … tarafından çalışma süreleri içerisinde sürekli aşağılanmak suretiyle hakaretlere ve sinkaflı küfür içerikli sözlere maruz kaldığını, kişilik haklarının saldırıya uğradığını, tarihinde işyerine gittiğinde işyeri yetkilisi ….’ın talimatı ile “kıdem tazminatı bordrosu” başlıklı ve tarihli görülen lüzum üzerine iş akdinin feshedildiği başlıklı kötü niyetli ve tek taraflı olarak hazırlanan belgelerin imzalanması ve işyerini terk etmesinin söylendiğini, iş bu belgeleri imzalamayınca da işyerinden kovulmak suretiyle iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram-genel tatil, yıllık izin, hafta tatili ücreti, ücret maaş ve prim, manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava vekilinin TL kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, 900,00 TL UBGT alacağı, 165,00 TL hafta tatili ücreti, 838,00 TL hafta tatili ücreti, 100,00 TL fazla mesai ücreti, 100,00 TL ücret alacağı, TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep savunması; Davalı vekili davacının, müvekkili şirkete ait Bursa Anatolium AVM’de bulunan …mağazasında tarihleri arasında, Bursa Altıparmak Cadde mağazasında tarihleri arasında önce satış danışmanı görevi ile daha sonra ise mağaza müdür yardımcısı görevi ile çalıştığını, tarihinde işyerini haklı bir sebep göstermeden terk ettiğini, kendisine tarihli ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin tarihinde tebliğ edildiğini, 3 günlük süre içerisinde devamsızlık yapmasına dair haklı bir mazeret sunmaması ve işinin başına dönmemesi üzerine tarihinde İş Kanunu 25/II-g maddesi gereğince işveren tarafından haklı nedenle derhal ve tek taraflı feshedildiğini,Kıdem ve ihbar tazminatı hakkı doğmadığını, önce asgari ücretli, tarihinden itibaren ise TL net ücretli olarak ücretine ek satış kotasını doldurulması şartıyla prim ödenmesi, 100 TL yol yardımı, 300 TL multinet yemek kartı uygulaması ile çalıştırıldığını, tarihinde davacıya kıdem tazminatının ödeneceği, ihbar süresi olan 4 haftalık süre çalışması gerektiğinin sözlü olarak bildirildiğini, ancak davacının ihbar süresini çalışmak istemediğini, kendisine tebliğ edilmeye çalışılan yazılı fesih bildirimini tarihinde imzalamayarak işyerini izinsiz ve mazeret bildirmeksizin terk ettiğini, tarihli cevabi ihtarnamesini keşide ettiği dava konusu yapılan haksız taleplerde bulunduğunu, davacının tüm hak etmiş olduğu ücretlerinin ve hak etmesi halinde hak ettiği aylara ait primlerinin, ücret bordrolarında tahakkuk ettirilerek, bordroları imzalatılarak banka aracılığı ile tam ve eksiksiz olarak ödendiğini, haftanın 4 günü erken giriş-çıkış ya da geç giriş-çıkış 2 günü full 1 gün hafta tatili, her gün bir saat yemek, 15’er dakikadan 30 dakika çay molası, full çalıştığı günlerde ise 1 saat yemek 15’er dakikadan 3 adet toplam 45 dakika çay molası kullandığını, çalışma saatlerine göre her ay 22,5 saat fazla çalışması ile satış kotasını geçebildiği aylardaki primlerinin bordrolarda tahakkuk ettirilerek banka aracılığıyla ödendiğini, bordrolarını ihtirazı kayıt koymadan imzaladığını, sunulan giriş çıkış shiflerine dair tablolarda hafta tatili hakkını kullandığının görüleceğini, ulus bayram-genel tatillerde genelde izin kullandığını, ancak bazılarında çalışmış ise de başka bir gün çalıştığı gün sayısı kadar izin kullandırıldığını,Mobbing uygulandığını iddia etmişse de şirket tarafından herhangi bir baskı uygulanmadığını, herhangi bir hakaret ve küfür edilmediğini, bu iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, iddiasını ispat ile mükellef olduğunu, tüm maaşları fazla çalışma ücretleri, primleri, yol yardımları ve multinet kartının tam ve eksiksiz olarak kendisine tam zamanında ödendiğini 2016 yılında asgari ücret üzerinde maaşla çalıştırıldığını, prim uygulaması yapılarak primde ödediğini, prim ödemesi yapılmasına karşın fazla çalışma ücretinin primlerinden mahsup edilmeden direkt fazla çalışma ücretlerinin hesap edilerek kendisine ödendiğini, İşverenin üzerine düşen yükümlülükleri fazlasıyla yerine getirerek davacının çok iyi şartlar altında çalıştırıldığı davacının işi bırakmayı hiçbir zaman düşünmediğini, ne zaman müvekkili şirketin davacının iş akdini kıdem tazminatını ödeyerek ihbar süresinde çalışması koşulu ile iş akdinin feshi İstenmişse o anda davacının iş bu asılsız iddialar ile haksız kazanç sağlar amacıyla huzurdaki dava konusu taleplerde bulunmaya karar verdiğini beyanla davanın reddini Davacının davasının kısmen kabulü ile; Bilirkişi raporları değerlendirilmekle,Kıdem tazminatı yönünden; TL brüt kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren işlemiş olan bankalarca 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya tazminatı yönünden; TL brüt ihbar tazminatı alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş olan yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Fazla mesai ücreti yönünden talebin reddine, yıllık izin ücret alacağı yönünden; 838,00 TL brüt yıllık izin ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş olan yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Hafta tatil ücret alacağı yönünden; 165,00 TL brüt hafta tatil ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine. takdiren hakkaniyet indirimi uygulanmamıştır.Ücret alacağı yönünden talebin reddine, ubgt ücret alacağı yönünden; 720,00 TL brüt ulusal bayram genel tatil ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine. Fazlaya ilişkin talebin reddine takdiren %20 hakkaniyet indirimi uygulanmıştır.Manevi tazminatı yönünden; TL manevi tazminat alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, yasal kesintilerin infaz aşamasında dikkate alınmasına, şeklinde karar istinaf sebepleri Davacı vekilinin 18/08/2018 tarihli istinaf dilekçesinde müvekil lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, dinlenen davacı tanıklarının davalının müvekkiline açıkça küfür ve hakarette bulunduğunu ifade ettiklerini, buna rağmen takdir edilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, yerel mahkemesince hükmolunan UBGT alacağına %20 hakkaniyet indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin 2016 nisan ayı prim ücretinin eksik ödendiğini, buna rağmen bu alacağın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep istinaf sebepleri Davalı vekilinin 20/008/2018 tarihli istinaf dilekçesinde davacının ihbar önelini kullanmayı kabul etmeyerek iş yerini terk ettiği, devamsızlık yaptığı, bu nedenle iş akdinin iş veren tarafından haklı nedenle derhal feshedildiğini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, dinlenen beş tanıktan sadece bir tanığı beyanı esas alınarak hafta tatil ücreti talebinin kabulünün yanlış olduğunu, UBGT alacağı açısından iş yerinde serbest zaman izin kullandırıldığını, buna ilişkin yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddini talep taleplerinin değerlendirilmesi ve gerekçe; 6100 Sayılı HMK’nın 355. Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda;Taraflar arasındaki ihtilaf davacı iş akdi feshinin haklı olup olmadığı buna bağlı olarak işçilik alacakları ve manevi tazminat miktarı taraf kendisine kıdem tazminatı bordrosu başlıklı belgenin imzalatılmak istenmesi üzerine karşı çıktığını, işverence hakaret edilmek suretiyle kovulduğunu, iddia etmiştir. Davalı ise davacıya 03/06/2016 tarihinde kıdem tazminatı ödeneceğinin ve ihbar süresi olan 4 haftalık süre çalışması gerektiğinin sözlü olarak bildirildiği davacının ihbar süresini çalışmak istemediğini, kendisine tebliğ edilmek istenilen belgeleri imzalamayarak iş yerini terk ettiği, devamsızlık yaptığı, bu nedenle iş kanunun 25/II-g maddesi gereğince haklı nedenlerle iş akdinin feshedildiğini mahkemesince dinlenen davacı tanığı … yeminli beyanında Anatolium şubesinde çalıştığını, davacının. da Anatolium şubesinde çalışırken Altıparmak şubesine görevlendirildiğini. ancak bu görevlendirmenin neden yapıldığını bilmediğini. davacının işten çıkartılması için yer değişikliği yapıldığını düşündüğünü. en son gün davacının insan kaynakları müdürü Alpaslan bey ile konuştuğunu, davacının konuşma sırasında “tamam olur.” şeklinde ifadede bulunduğunu. sonrasında telefonu kendisine uzattığını ve konuşmasını istediğini. telefonda insan kaynakları müdürü Alpaslan Bey’in davacıyı oradan çıkartması gerektiğini, hatta “o şerefsizi oradan atın” şeklinde ifade de bulunduğunu. telefonu kapattığını, sonrasında davacıya işten çıkarıldığını, kendisinin burada istenmediğini söylediğini. bunun üzerine davacının da eşyasını toplayarak oradan ayrıldığını beyan tanığı… yeminli beyanında davacının Anatolium şubesinde çalıştığı süreçte işverence davacıya bir baskı yapıldığını. en son gün patronun davacı ile telefonda konuştuktan sonra kendisini telefona istediğini ve telefonda patronun “o şerefsiz oradan ayrılsın, çıkarın onu, o piçi görmek istemiyorum.” şeklinde ifadelerde bulunduğunu, yine patronun telefonda kendisine davacı için “dikkat edin bir şey çalmasın.” gibi sözler söylediğini ve telefonu kapattığını, bunun üzerine davacının iş yerinden ayrıldığını beyan davacı tanığı … yeminli beyanında patronun telefonda davacı için “o. Çocuğu, a…s…” gibi sözler söylediğini, sonrasında telefonu davacıya uzattığını, patronun aynı küfürleri davacıya karşı da devam ettirdiğini beyan davacı tanık beyanlarından davacıya ihbar öneli kullandırılmak şartı ile kıdem tazminatı bordrosu imzalatılmak istendiği, davacının imzalamak istememesi üzerine davacıya ağır hakaret ve küfürler edilmek suretiyle işten kovulduğu anlaşılmıştır. Davacının işten kovularak iş yerinden ayrılması sonrasında tutulan devamsızlık tutanakları her hangi bir hüküm ifade etmeyecektir. Hakaret ve küfür edilmek suretiyle işten kovulan davacıya kıdem ve ihbar tazminatı takdir edilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuş olup, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin reddi talep eden kişinin iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacının tüm ulusal bayram genel tatillerde çalıştığına ilişkin tanık ifadeleri mevcut olduğu, davalı tarafından ise iş yeri shift kayıtlarının dosyaya sunulduğu, bu kayıtlara göre davacının 23/04/2015, 01/05/2015 19/05/2015, 23/24/25/26/2709/2015 dini bayram 4,5 gün günlerinde çalıştığı görülmüştür. Ayrıca dinlenen tanık beyanlarından tüm resmi ve dini bayramlarda çalışma olduğunu beyan ettiklerinden davacı yanın UBGT alacağını ispat ettiği, davalı yanın da davacıya UBGT alacağı ücretinin ödendiğini ise ispat edemediği, bu durumda davacı yanın UBGT ücreti talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacının UBGT alacağı 2015 yılı itibariyle iş yeri kayıtlarına dayandığından bu alacak ile ilgili hakkaniyet indirimine gidilmesi yerinde değildir .Buna karşın 2016 yılı hesabı tanık anlatımlarına dayandığından bu zaman zarfı için hakkaniyet indirimi yapılmasında hukuka aykırılık tatili talep eden kişinin iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığına ilişkin tanık ifadeleri mevcut olduğu, davalı tarafından ise iş yeri giriş çıkış kayıtları tutulmadığı bu durum karşısında tanık beyanlarına itibar edilmesi gerektiği, tanık …’in anlatımlarına göre davacı yanın nisan ve mayıs aylarının birer haftasında iki hafta tatilinde çalıştığı, dolayısıyla davacının hafta tatil alacağını ispat ettiği, davalı yanın da davacıya hafta tatili alacağı ücretinin ödendiğini ise ispat edemediği, bu durumda davacı yanın hafta tatili ücreti talebinin yerinde olduğu ve bu alacağın tanık anlatımlarına dayanması nedeniyle davacının izinli, raporlu ve zorunlu nedenlerle çalışamayacağı süreler nedeniyle TBK 51 ve 52 maddeleri gereğince Yargıtay içtihatlarına uygun olarak hakkaniyet indirimi de yapıldığı anlaşılmakla buna ilişkin davalının istinaf talebi yerinde vekili prim alacağı talebinin reddini istinaf içerisinde davacının eksik ödendiğini iddia ettiği nisan 2016 ayı ile ilgili ne kadar satış gerçekleştirildiği hangi usuller dairesinde primin hesapladığı yönünde delil bulunmadığından bu alacağa ilişkin talebin reddi usul ve yasaya uygun vekili hükmolunan manevi tazminat miktarını istinaf yaygın olarak kullanılan ifadesiyle “işyerinde psikolojik taciz” mobbing, Türk Dil Kurumu’nun “Bezdiri” olarak tanımladığı olgu; sistemli bir şekilde, süreklilik arzeden bir sıklıkta çalışanı sindirme maksadı ile kişinin özgüvenine uygulanan psikolojik ve hatta fiziksel saldırgan davranışı ifade etmektedir. Başka bir ifade ile işyerinde bir veya birkaç kişinin, istenmeyen kişi olarak ilan ettikleri kişiyi, dışlayarak, sözlü ya da fiziksel tacizde bulunarak mutlak itaate zorlamak, yıldırmak ve genel olarak mobbing kapsamına giren durumlar; kendini göstermeyi engellemek; sözünü kesmek, yüksek sesle azarlamak, sürekli eleştiri, çalışanın iş ortamında yokmuş gibi davranılması, çalışanların ve işverenlerin işçiyle konuşmaması, iletişimin kesilmesi, asılsız söylenti, hoş olmayan imalar, nitelikli iş verilmemesi, anlamsız işler verilip sürekli yer değiştirilmesi, ağır işler verilmesi, fiziksel şiddet tehdidi, cinsel taciz , mağduru çalışma yaşamında yalnızlaştırma, alaya alınma gibi davranışlar olarak tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Yeni Borçlar Kanunu Türk Hukukunda mobbingle ilgili ilk yasal düzenlemedir. Anılan maddeye göre “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla konusu olayla bağlantılı olarak aynı kanunun manevi tazminatın koşullarını da açıklamıştır. Buna göre “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.”Madde metninden anlaşılacağı üzere, manevi tazminat talep edebilmek için mobbingi teşkil eden davranışların kişilik haklarına zarar vermesi gerekir. Yani, yukarıda mobbing olarak belirtilen her davranış manevi tazminat sonucunu doğurmaz. Anlık öfke ile süreklilik göstermeyen geçici davranışlar mobbing değildir. Hareketin mobbing sayılabilmesi için sistematik, sürekli ve kasıtlı olması gerekir. Ayrıca hareketin amacı da doğru tespit edilmelidir. Çünkü mobbingde amaç, iş ilişkisi içinde bulunduğu mağdurdan kurtulmak veya ona zarar vermek, onu yıldırmaktır. Kişiyi iş yaşamından dışlamak amacıyla kasıtlı olarak yapılır. Kişilik haklarının ihlal edilip edilmediğini ise her somut olayın özelliğine göre değerlendirmek bu şekilde davranışlara maruz kaldığını ispat yükü iddia edene düşer. Yani işçi mobbinge maruz kaldığını ispat etmelidir. İşçinin anlattığı mobbing teşkil eden olayların tutarlık teşkil etmesi, kuvvetli bir emarenin bulunması gerekmektedir. Kişilik hakları ve sağlığın ağır saldırıya uğraması mobbingin varlığının tartışmasız kabulünü doğurur. Öte yandan ispat kurallarının zorlanan sınırları usul hukukunda yeni arayışlara yol açmıştır. Emare işte bu anlayışın bir sonucudur. Olayların tipik akışı, tecrübe kuralları gözönüne alındığında varılacak sonuçla ispat gerçekleşir. Başka bir anlatımla bu ilk görünüş öncelikle iddia ettiği olayları , sonrasında da kişilik haklarının ihlal edildiğini ispat etmelidir. Yargıtay 9. gün 2010/38293 E. 2013/5390 K. sayılı ilamıSomut olayda, davacının davalı iş yerininin Anatolium şubesinde çalışırken baskı uygulandığı sonrasında Altıparmak şubesine görevlendirildiği bu yer değişikliğinin davacının bezdirilip işten çıkışını sağlamak amacıyla yapıldığı, sonrasında davacıya kıdem tazminatı bordrosunun ihbar öneli verilmek suretiyle imzalatılmaya çalışıldığı, diğer çalışanların ve davacının da duyacağı şekilde ağır hakaretlerde bulunulduğu a…s…, p..çocuğu, anlaşılmakla davacının kişilik haklarının zedelendiği, davacının hırsız konumuna sokularak “dikkat edin bir şey çalmasın.”şeklinde ifadelerde bulunulduğu mahkemesince davacının uğradığı bu hakaretlerden dolayı 1000,00 TL manevi tazminata hükmolunmuş ise de davacıya yapılan hakaretlerin ağırlığı , tarafların nitelikleri davacının kişilik hakları üzerinde bıraktığı etki, diğer çalışanlar tarafınca bizzat duyulması hususları dikkate alındığında 1000,00 TL manevi tazminat miktarı az bulunmuş olup, davacının bu husustaki istinaf talebi yerinde olarak 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yerel mahkemenin kararının kaldırılarak yeniden aşağıdaki hüküm A-Davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,1-İstinaf nedeniyle alınması gereken 670,87 TL nispi harçtan peşin alınan 168,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 502,87 TL harcın istinaf eden davalı taraftan tahsil edilerek hazineye irad kaydına,2-İstinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,B-Davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüyle Bursa 5. İş Mahkemesi’nin 2016/477 Esas ve 2019/646 Karar sayılı ilamının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile,C-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; Bilirkişi raporları değerlendirilmekle,1- TL brüt kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren işlemiş olan bankalarca 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya TL brüt ihbar tazminatı alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş olan yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,3-838,00 TL brüt yıllık izin ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş olan yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,4-165,00 TL brüt hafta tatil ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine. takdiren hakkaniyet indirimi uygulanmamıştır.5-863,99 TL brüt ulusal bayram genel tatil ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin hakkaniyet indirimi nedeniyle reddine6- TL manevi tazminat alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine,7-Yasal kesintilerin infaz aşamasında dikkate alınmasına,8-Fazla mesai ücreti ve ücret alacağı taleplerinin reddine,9-Alınması gereken 815,28 TL harçtan peşin alınan 102,47 TL harcın, 141,00 TL ıslah harcının ve ilk derece mahkemesi tarafından davalı adına tanzim edilen 12/09/2018 tarih 2018/596 Harç numaralı harç tahsil müzekkeresi ile alınan 427,40 TL’nin mahsubuyla bakiye 144,41 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,10-Davacı tarafça yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 102,47 TL peşin harç ve 141,00 TL ıslah harcının toplamı olan 272,67 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,11-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarife gereğince davanın kabul – ret oranına göre maddi tazminat yönünden TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminatı yönünden ise 2,725,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,12-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarife gereğince davanın kabul – ret oranına göre maddi tazminat yönünden 236,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, manevi tazminatı yönünden ise 2,000,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,13-Davacı tarafça yapılan 735,95 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddedilen miktarlarıyla orantılı olarak 621,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,14-Davalı tarafça yapılan 231,10 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddedilen miktarlarıyla orantılı olarak taktiren 35,80 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye masrafın davalı üzerinde bırakılmasına,15-İstinaf nedeniyle davacı taraftan peşin alınan 35,90 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde adı geçene iadesine,16-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,17-Harç tahsil ve kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, tarihinde OY BİRLİĞİ ile karar Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, mobbing nedeniyle manevi tazminat kararı bu iş avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;Mobbing nasıl ispatlanır konulu makalemize buradan,Mobbing davası nedir konulu makalemize buradan, Kamu görevlisine mobbing uygulanması ile ilgili makalemize buradan,Mobbing suçu ile ilgili makalemize buradan, ulaşabilirsinizİşçilik alacakları hesaplamalarının alanında uzman avukatlar nezdinde yapılması ve açılması muhtemel davanın bir adana iş avukatı ile takibi önem arz etmektedir. Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, mobbing nedeniyle manevi tazminat talepli davada, Yerel Mahkeme tarafından hükmedilen TL manevi tazminatı az bularak işçinin istinaf taleplerini kabul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, mobbing nedeniyle manevi tazminat talepli kararında özetle; “Taraflar arasındaki ihtilaf davacı iş akdi feshinin haklı olup olmadığı buna bağlı olarak işçilik alacakları ve manevi tazminat miktarı hususundadır. Somut olayda, davacının davalı iş yerininin Anatolium şubesinde çalışırken baskı uygulandığı sonrasında Altıparmak şubesine görevlendirildiği bu yer değişikliğinin davacının bezdirilip işten çıkışını sağlamak amacıyla yapıldığı, sonrasında davacıya kıdem tazminatı bordrosunun ihbar öneli verilmek suretiyle imzalatılmaya çalışıldığı, diğer çalışanların ve davacının da duyacağı şekilde ağır hakaretlerde bulunulduğu anlaşılmakla davacının kişilik haklarının zedelendiği mahkemesince davacının uğradığı bu hakaretlerden dolayı 1000,00 TL manevi tazminata hükmolunmuş ise de davacıya yapılan hakaretlerin ağırlığı , tarafların nitelikleri davacının kişilik hakları üzerinde bıraktığı etki, diğer çalışanlar tarafınca bizzat duyulması hususları dikkate alındığında 1000,00 TL manevi tazminat miktarı az bulunmuş olup, davacının bu husustaki istinaf talebi yerinde görülmüştür.”bursa bölge adliye mahkemesi 2. hukuk dairesi Esas Numarası 2018/4050 Karar Numarası 2019/1292 Karar Tarihi Dosya incelendi, gereği düşünüldüKARARDavacı iddiası; Davacı vekili müvekkilinin, davalı şirkete ait işyerinde tarihleri arasında satış temsilcisi, tarihleri arasında müdür yardımcısı, iş bu tarihten iş akdinin feshedildiği tarihine kadar da satış temsilcisi olarak çalıştığını, almış olduğu en son aylık net ücretinin TL +prim AGİ dahil olduğunu, primlerin işverence her ay değişen oranlarda belirlenen kotanın %90’ı tutarında satışın gerçekleştirilmesi halinde işbu satışın %1’i olarak ödendiğini,Ücret dışında aylık 300 TL tutarında multinet yemek kartı, 100 TL yol parasının işveren tarafından karşılandığını, ücret pusulaları verilmediğini, çalıştığı süre boyunca haftanın 2 günü 2 günü ve diğer 2 günü tam gün saatleri arasında, İş bu saatlere ek olarak da her ay en az 5 sefer de fazladan 1 saat çalıştığını, Temmuz 2015-0cak 2016 ayları dışındaki sürelerde ise her ay ortalama 1 hafta tatili kullandırmadığını, bu çalışmalarının karşılığının usulüne uygun olarak hesaplanmadığını ve tam olarak bordrolara yansıtılmadığını, 2016/Nisan ayı prim ücretinin eksik Ödendiğini, 2016/Haziran ayına ait ücretlerin ise hiç ödenmediğini,Çalıştığı zaman zarfında işveren … tarafından çalışma süreleri içerisinde sürekli aşağılanmak suretiyle hakaretlere ve sinkaflı küfür içerikli sözlere maruz kaldığını, kişilik haklarının saldırıya uğradığını, tarihinde işyerine gittiğinde işyeri yetkilisi ….’ın talimatı ile “kıdem tazminatı bordrosu” başlıklı ve tarihli görülen lüzum üzerine iş akdinin feshedildiği başlıklı kötü niyetli ve tek taraflı olarak hazırlanan belgelerin imzalanması ve işyerini terk etmesinin söylendiğini, iş bu belgeleri imzalamayınca da işyerinden kovulmak suretiyle iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram-genel tatil, yıllık izin, hafta tatili ücreti, ücret maaş ve prim, manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava vekilinin TL kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, 900,00 TL UBGT alacağı, 165,00 TL hafta tatili ücreti, 838,00 TL hafta tatili ücreti, 100,00 TL fazla mesai ücreti, 100,00 TL ücret alacağı, TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep savunması; Davalı vekili davacının, müvekkili şirkete ait Bursa Anatolium AVM’de bulunan …mağazasında tarihleri arasında, Bursa Altıparmak Cadde mağazasında tarihleri arasında önce satış danışmanı görevi ile daha sonra ise mağaza müdür yardımcısı görevi ile çalıştığını, tarihinde işyerini haklı bir sebep göstermeden terk ettiğini, kendisine tarihli ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin tarihinde tebliğ edildiğini, 3 günlük süre içerisinde devamsızlık yapmasına dair haklı bir mazeret sunmaması ve işinin başına dönmemesi üzerine tarihinde İş Kanunu 25/II-g maddesi gereğince işveren tarafından haklı nedenle derhal ve tek taraflı feshedildiğini,Kıdem ve ihbar tazminatı hakkı doğmadığını, önce asgari ücretli, tarihinden itibaren ise TL net ücretli olarak ücretine ek satış kotasını doldurulması şartıyla prim ödenmesi, 100 TL yol yardımı, 300 TL multinet yemek kartı uygulaması ile çalıştırıldığını, tarihinde davacıya kıdem tazminatının ödeneceği, ihbar süresi olan 4 haftalık süre çalışması gerektiğinin sözlü olarak bildirildiğini, ancak davacının ihbar süresini çalışmak istemediğini, kendisine tebliğ edilmeye çalışılan yazılı fesih bildirimini tarihinde imzalamayarak işyerini izinsiz ve mazeret bildirmeksizin terk ettiğini, tarihli cevabi ihtarnamesini keşide ettiği dava konusu yapılan haksız taleplerde bulunduğunu, davacının tüm hak etmiş olduğu ücretlerinin ve hak etmesi halinde hak ettiği aylara ait primlerinin, ücret bordrolarında tahakkuk ettirilerek, bordroları imzalatılarak banka aracılığı ile tam ve eksiksiz olarak ödendiğini, haftanın 4 günü erken giriş-çıkış ya da geç giriş-çıkış 2 günü full 1 gün hafta tatili, her gün bir saat yemek, 15’er dakikadan 30 dakika çay molası, full çalıştığı günlerde ise 1 saat yemek 15’er dakikadan 3 adet toplam 45 dakika çay molası kullandığını, çalışma saatlerine göre her ay 22,5 saat fazla çalışması ile satış kotasını geçebildiği aylardaki primlerinin bordrolarda tahakkuk ettirilerek banka aracılığıyla ödendiğini, bordrolarını ihtirazı kayıt koymadan imzaladığını, sunulan giriş çıkış shiflerine dair tablolarda hafta tatili hakkını kullandığının görüleceğini, ulus bayram-genel tatillerde genelde izin kullandığını, ancak bazılarında çalışmış ise de başka bir gün çalıştığı gün sayısı kadar izin kullandırıldığını,Mobbing uygulandığını iddia etmişse de şirket tarafından herhangi bir baskı uygulanmadığını, herhangi bir hakaret ve küfür edilmediğini, bu iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, iddiasını ispat ile mükellef olduğunu, tüm maaşları fazla çalışma ücretleri, primleri, yol yardımları ve multinet kartının tam ve eksiksiz olarak kendisine tam zamanında ödendiğini 2016 yılında asgari ücret üzerinde maaşla çalıştırıldığını, prim uygulaması yapılarak primde ödediğini, prim ödemesi yapılmasına karşın fazla çalışma ücretinin primlerinden mahsup edilmeden direkt fazla çalışma ücretlerinin hesap edilerek kendisine ödendiğini, İşverenin üzerine düşen yükümlülükleri fazlasıyla yerine getirerek davacının çok iyi şartlar altında çalıştırıldığı davacının işi bırakmayı hiçbir zaman düşünmediğini, ne zaman müvekkili şirketin davacının iş akdini kıdem tazminatını ödeyerek ihbar süresinde çalışması koşulu ile iş akdinin feshi İstenmişse o anda davacının iş bu asılsız iddialar ile haksız kazanç sağlar amacıyla huzurdaki dava konusu taleplerde bulunmaya karar verdiğini beyanla davanın reddini Davacının davasının kısmen kabulü ile; Bilirkişi raporları değerlendirilmekle,Kıdem tazminatı yönünden; TL brüt kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren işlemiş olan bankalarca 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya tazminatı yönünden; TL brüt ihbar tazminatı alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş olan yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Fazla mesai ücreti yönünden talebin reddine, yıllık izin ücret alacağı yönünden; 838,00 TL brüt yıllık izin ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş olan yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Hafta tatil ücret alacağı yönünden; 165,00 TL brüt hafta tatil ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine. takdiren hakkaniyet indirimi uygulanmamıştır.Ücret alacağı yönünden talebin reddine, ubgt ücret alacağı yönünden; 720,00 TL brüt ulusal bayram genel tatil ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine. Fazlaya ilişkin talebin reddine takdiren %20 hakkaniyet indirimi uygulanmıştır.Manevi tazminatı yönünden; TL manevi tazminat alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, yasal kesintilerin infaz aşamasında dikkate alınmasına, şeklinde karar istinaf sebepleri Davacı vekilinin 18/08/2018 tarihli istinaf dilekçesinde müvekil lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, dinlenen davacı tanıklarının davalının müvekkiline açıkça küfür ve hakarette bulunduğunu ifade ettiklerini, buna rağmen takdir edilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, yerel mahkemesince hükmolunan UBGT alacağına %20 hakkaniyet indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin 2016 nisan ayı prim ücretinin eksik ödendiğini, buna rağmen bu alacağın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep istinaf sebepleri Davalı vekilinin 20/008/2018 tarihli istinaf dilekçesinde davacının ihbar önelini kullanmayı kabul etmeyerek iş yerini terk ettiği, devamsızlık yaptığı, bu nedenle iş akdinin iş veren tarafından haklı nedenle derhal feshedildiğini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, dinlenen beş tanıktan sadece bir tanığı beyanı esas alınarak hafta tatil ücreti talebinin kabulünün yanlış olduğunu, UBGT alacağı açısından iş yerinde serbest zaman izin kullandırıldığını, buna ilişkin yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddini talep taleplerinin değerlendirilmesi ve gerekçe; 6100 Sayılı HMK’nın 355. Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda;Taraflar arasındaki ihtilaf davacı iş akdi feshinin haklı olup olmadığı buna bağlı olarak işçilik alacakları ve manevi tazminat miktarı taraf kendisine kıdem tazminatı bordrosu başlıklı belgenin imzalatılmak istenmesi üzerine karşı çıktığını, işverence hakaret edilmek suretiyle kovulduğunu, iddia etmiştir. Davalı ise davacıya 03/06/2016 tarihinde kıdem tazminatı ödeneceğinin ve ihbar süresi olan 4 haftalık süre çalışması gerektiğinin sözlü olarak bildirildiği davacının ihbar süresini çalışmak istemediğini, kendisine tebliğ edilmek istenilen belgeleri imzalamayarak iş yerini terk ettiği, devamsızlık yaptığı, bu nedenle iş kanunun 25/II-g maddesi gereğince haklı nedenlerle iş akdinin feshedildiğini mahkemesince dinlenen davacı tanığı … yeminli beyanında Anatolium şubesinde çalıştığını, davacının. da Anatolium şubesinde çalışırken Altıparmak şubesine görevlendirildiğini. ancak bu görevlendirmenin neden yapıldığını bilmediğini. davacının işten çıkartılması için yer değişikliği yapıldığını düşündüğünü. en son gün davacının insan kaynakları müdürü Alpaslan bey ile konuştuğunu, davacının konuşma sırasında “tamam olur.” şeklinde ifadede bulunduğunu. sonrasında telefonu kendisine uzattığını ve konuşmasını istediğini. telefonda insan kaynakları müdürü Alpaslan Bey’in davacıyı oradan çıkartması gerektiğini, hatta “o şerefsizi oradan atın” şeklinde ifade de bulunduğunu. telefonu kapattığını, sonrasında davacıya işten çıkarıldığını, kendisinin burada istenmediğini söylediğini. bunun üzerine davacının da eşyasını toplayarak oradan ayrıldığını beyan tanığı… yeminli beyanında davacının Anatolium şubesinde çalıştığı süreçte işverence davacıya bir baskı yapıldığını. en son gün patronun davacı ile telefonda konuştuktan sonra kendisini telefona istediğini ve telefonda patronun “o şerefsiz oradan ayrılsın, çıkarın onu, o piçi görmek istemiyorum.” şeklinde ifadelerde bulunduğunu, yine patronun telefonda kendisine davacı için “dikkat edin bir şey çalmasın.” gibi sözler söylediğini ve telefonu kapattığını, bunun üzerine davacının iş yerinden ayrıldığını beyan davacı tanığı … yeminli beyanında patronun telefonda davacı için “o. Çocuğu, a…s…” gibi sözler söylediğini, sonrasında telefonu davacıya uzattığını, patronun aynı küfürleri davacıya karşı da devam ettirdiğini beyan davacı tanık beyanlarından davacıya ihbar öneli kullandırılmak şartı ile kıdem tazminatı bordrosu imzalatılmak istendiği, davacının imzalamak istememesi üzerine davacıya ağır hakaret ve küfürler edilmek suretiyle işten kovulduğu anlaşılmıştır. Davacının işten kovularak iş yerinden ayrılması sonrasında tutulan devamsızlık tutanakları her hangi bir hüküm ifade etmeyecektir. Hakaret ve küfür edilmek suretiyle işten kovulan davacıya kıdem ve ihbar tazminatı takdir edilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuş olup, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin reddi talep eden kişinin iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacının tüm ulusal bayram genel tatillerde çalıştığına ilişkin tanık ifadeleri mevcut olduğu, davalı tarafından ise iş yeri shift kayıtlarının dosyaya sunulduğu, bu kayıtlara göre davacının 23/04/2015, 01/05/2015 19/05/2015, 23/24/25/26/2709/2015 dini bayram 4,5 gün günlerinde çalıştığı görülmüştür. Ayrıca dinlenen tanık beyanlarından tüm resmi ve dini bayramlarda çalışma olduğunu beyan ettiklerinden davacı yanın UBGT alacağını ispat ettiği, davalı yanın da davacıya UBGT alacağı ücretinin ödendiğini ise ispat edemediği, bu durumda davacı yanın UBGT ücreti talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacının UBGT alacağı 2015 yılı itibariyle iş yeri kayıtlarına dayandığından bu alacak ile ilgili hakkaniyet indirimine gidilmesi yerinde değildir .Buna karşın 2016 yılı hesabı tanık anlatımlarına dayandığından bu zaman zarfı için hakkaniyet indirimi yapılmasında hukuka aykırılık tatili talep eden kişinin iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığına ilişkin tanık ifadeleri mevcut olduğu, davalı tarafından ise iş yeri giriş çıkış kayıtları tutulmadığı bu durum karşısında tanık beyanlarına itibar edilmesi gerektiği, tanık …’in anlatımlarına göre davacı yanın nisan ve mayıs aylarının birer haftasında iki hafta tatilinde çalıştığı, dolayısıyla davacının hafta tatil alacağını ispat ettiği, davalı yanın da davacıya hafta tatili alacağı ücretinin ödendiğini ise ispat edemediği, bu durumda davacı yanın hafta tatili ücreti talebinin yerinde olduğu ve bu alacağın tanık anlatımlarına dayanması nedeniyle davacının izinli, raporlu ve zorunlu nedenlerle çalışamayacağı süreler nedeniyle TBK 51 ve 52 maddeleri gereğince Yargıtay içtihatlarına uygun olarak hakkaniyet indirimi de yapıldığı anlaşılmakla buna ilişkin davalının istinaf talebi yerinde vekili prim alacağı talebinin reddini istinaf içerisinde davacının eksik ödendiğini iddia ettiği nisan 2016 ayı ile ilgili ne kadar satış gerçekleştirildiği hangi usuller dairesinde primin hesapladığı yönünde delil bulunmadığından bu alacağa ilişkin talebin reddi usul ve yasaya uygun vekili hükmolunan manevi tazminat miktarını istinaf yaygın olarak kullanılan ifadesiyle “işyerinde psikolojik taciz” mobbing, Türk Dil Kurumu’nun “Bezdiri” olarak tanımladığı olgu; sistemli bir şekilde, süreklilik arzeden bir sıklıkta çalışanı sindirme maksadı ile kişinin özgüvenine uygulanan psikolojik ve hatta fiziksel saldırgan davranışı ifade etmektedir. Başka bir ifade ile işyerinde bir veya birkaç kişinin, istenmeyen kişi olarak ilan ettikleri kişiyi, dışlayarak, sözlü ya da fiziksel tacizde bulunarak mutlak itaate zorlamak, yıldırmak ve genel olarak mobbing kapsamına giren durumlar; kendini göstermeyi engellemek; sözünü kesmek, yüksek sesle azarlamak, sürekli eleştiri, çalışanın iş ortamında yokmuş gibi davranılması, çalışanların ve işverenlerin işçiyle konuşmaması, iletişimin kesilmesi, asılsız söylenti, hoş olmayan imalar, nitelikli iş verilmemesi, anlamsız işler verilip sürekli yer değiştirilmesi, ağır işler verilmesi, fiziksel şiddet tehdidi, cinsel taciz , mağduru çalışma yaşamında yalnızlaştırma, alaya alınma gibi davranışlar olarak tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Yeni Borçlar Kanunu Türk Hukukunda mobbingle ilgili ilk yasal düzenlemedir. Anılan maddeye göre “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla konusu olayla bağlantılı olarak aynı kanunun manevi tazminatın koşullarını da açıklamıştır. Buna göre “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.”Madde metninden anlaşılacağı üzere, manevi tazminat talep edebilmek için mobbingi teşkil eden davranışların kişilik haklarına zarar vermesi gerekir. Yani, yukarıda mobbing olarak belirtilen her davranış manevi tazminat sonucunu doğurmaz. Anlık öfke ile süreklilik göstermeyen geçici davranışlar mobbing değildir. Hareketin mobbing sayılabilmesi için sistematik, sürekli ve kasıtlı olması gerekir. Ayrıca hareketin amacı da doğru tespit edilmelidir. Çünkü mobbingde amaç, iş ilişkisi içinde bulunduğu mağdurdan kurtulmak veya ona zarar vermek, onu yıldırmaktır. Kişiyi iş yaşamından dışlamak amacıyla kasıtlı olarak yapılır. Kişilik haklarının ihlal edilip edilmediğini ise her somut olayın özelliğine göre değerlendirmek bu şekilde davranışlara maruz kaldığını ispat yükü iddia edene düşer. Yani işçi mobbinge maruz kaldığını ispat etmelidir. İşçinin anlattığı mobbing teşkil eden olayların tutarlık teşkil etmesi, kuvvetli bir emarenin bulunması gerekmektedir. Kişilik hakları ve sağlığın ağır saldırıya uğraması mobbingin varlığının tartışmasız kabulünü doğurur. Öte yandan ispat kurallarının zorlanan sınırları usul hukukunda yeni arayışlara yol açmıştır. Emare işte bu anlayışın bir sonucudur. Olayların tipik akışı, tecrübe kuralları gözönüne alındığında varılacak sonuçla ispat gerçekleşir. Başka bir anlatımla bu ilk görünüş öncelikle iddia ettiği olayları , sonrasında da kişilik haklarının ihlal edildiğini ispat etmelidir. Yargıtay 9. gün 2010/38293 E. 2013/5390 K. sayılı ilamıSomut olayda, davacının davalı iş yerininin Anatolium şubesinde çalışırken baskı uygulandığı sonrasında Altıparmak şubesine görevlendirildiği bu yer değişikliğinin davacının bezdirilip işten çıkışını sağlamak amacıyla yapıldığı, sonrasında davacıya kıdem tazminatı bordrosunun ihbar öneli verilmek suretiyle imzalatılmaya çalışıldığı, diğer çalışanların ve davacının da duyacağı şekilde ağır hakaretlerde bulunulduğu a…s…, p..çocuğu, anlaşılmakla davacının kişilik haklarının zedelendiği, davacının hırsız konumuna sokularak “dikkat edin bir şey çalmasın.”şeklinde ifadelerde bulunulduğu mahkemesince davacının uğradığı bu hakaretlerden dolayı 1000,00 TL manevi tazminata hükmolunmuş ise de davacıya yapılan hakaretlerin ağırlığı , tarafların nitelikleri davacının kişilik hakları üzerinde bıraktığı etki, diğer çalışanlar tarafınca bizzat duyulması hususları dikkate alındığında 1000,00 TL manevi tazminat miktarı az bulunmuş olup, davacının bu husustaki istinaf talebi yerinde olarak 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yerel mahkemenin kararının kaldırılarak yeniden aşağıdaki hüküm A-Davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,1-İstinaf nedeniyle alınması gereken 670,87 TL nispi harçtan peşin alınan 168,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 502,87 TL harcın istinaf eden davalı taraftan tahsil edilerek hazineye irad kaydına,2-İstinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,B-Davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüyle Bursa 5. İş Mahkemesi’nin 2016/477 Esas ve 2019/646 Karar sayılı ilamının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile,C-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; Bilirkişi raporları değerlendirilmekle,1- TL brüt kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren işlemiş olan bankalarca 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya TL brüt ihbar tazminatı alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş olan yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,3-838,00 TL brüt yıllık izin ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş olan yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,4-165,00 TL brüt hafta tatil ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine. takdiren hakkaniyet indirimi uygulanmamıştır.5-863,99 TL brüt ulusal bayram genel tatil ücret alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işlemiş 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin hakkaniyet indirimi nedeniyle reddine6- TL manevi tazminat alacağının temerrüt tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine,7-Yasal kesintilerin infaz aşamasında dikkate alınmasına,8-Fazla mesai ücreti ve ücret alacağı taleplerinin reddine,9-Alınması gereken 815,28 TL harçtan peşin alınan 102,47 TL harcın, 141,00 TL ıslah harcının ve ilk derece mahkemesi tarafından davalı adına tanzim edilen 12/09/2018 tarih 2018/596 Harç numaralı harç tahsil müzekkeresi ile alınan 427,40 TL’nin mahsubuyla bakiye 144,41 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,10-Davacı tarafça yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 102,47 TL peşin harç ve 141,00 TL ıslah harcının toplamı olan 272,67 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,11-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarife gereğince davanın kabul – ret oranına göre maddi tazminat yönünden TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminatı yönünden ise 2,725,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,12-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarife gereğince davanın kabul – ret oranına göre maddi tazminat yönünden 236,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, manevi tazminatı yönünden ise 2,000,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,13-Davacı tarafça yapılan 735,95 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddedilen miktarlarıyla orantılı olarak 621,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,14-Davalı tarafça yapılan 231,10 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddedilen miktarlarıyla orantılı olarak taktiren 35,80 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye masrafın davalı üzerinde bırakılmasına,15-İstinaf nedeniyle davacı taraftan peşin alınan 35,90 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde adı geçene iadesine,16-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,17-Harç tahsil ve kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, tarihinde OY BİRLİĞİ ile karar Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, mobbing nedeniyle manevi tazminat kararı bu iş avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;Mobbing nasıl ispatlanır konulu makalemize buradan,Mobbing davası nedir konulu makalemize buradan, Kamu görevlisine mobbing uygulanması ile ilgili makalemize buradan,Mobbing suçu ile ilgili makalemize buradan, ulaşabilirsinizİşçilik alacakları hesaplamalarının alanında uzman avukatlar nezdinde yapılması ve açılması muhtemel davanın bir adana iş avukatı ile takibi önem arz etmektedir. Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

cinsel tacizde manevi tazminat miktarı