Karagözve Hacivat hakkında KARAGÖZ Bir gölge oyunu olna Karagöz deriden kesilen ve tasvir adı verilen birtakım şekillerin (insan, hayvan, bitki, eşya vb.) arkadan ışıklandırılmış beyaz bir perde üzerine yansıtılması temeline dayanır. Gölge oyununun önce Çin’de (M.Ö. 2. yüzyıl) veya Hint’te çıktığı söylentileri vardır. Evliya Çelebi ise Karagöz ile
Hacivatve Karagöz serisinin üçüncü bölümü olan "Bilmeceler" sizlerleYeni bölümler için Takipte kalın!Detaylı Bilgi İçin; http://www.guvenliweb.org
1 KARAGÖZ ve HACİVAT’IN ÖNEMİ. Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına kurgusal, hayalbaz denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkardır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır.
Karagözde hiciv ve taşlama vardır. Bu taşlamalar mizahi bir üslupla devlet yöneticilerine kadar uzanmıştır. Oyunun baş kişisi Karagöz ve Hacivat tır. Karagöz halkın ahlak ve sağduyusunun temsilcisidir. Özü sözü birdir. Hacivat ise medrese eğitimi görmüş, kaypak, düzene uyan birisidir. Diğer tipleri Tuzsuz Çelebi
Bilginin Toplumsallaşmasında Bir Bilgi Kaynağı Olarak Gölge Tiyatrosu: Karagöz ve Hacivat September 2014 Conference: ÜNAK2014 Uluslararası Kültürel Mirasın ve Kültürel Bellek
XKEPn. Karagöz oyunları dört bölümden oluşur. Karagöz oyununda kullanılan Tef Karagöz oyununda kullanılan Nareke 1Mukaddime Giriş Oyundan önce perdenin ortasına konan göstermelik, nâreke kamıştan yapılmış bir çeşit düdük – sağdaki resim zırıltısı ve tef velvelesi ile kaldırılır. Göstermelik oyun hakkında fikir veren bir tasvir olabileceği gibi oyun ile ilgisiz bir tasvir de olabilir. Göstermelik konmasının amacı seyircinin oyuna odaklanmasını sağlamak ve oyunun başladığını belirtmektir. Göstermelik kaldırıldıktan sonra Hacivat şarkısını söyleyerek seyirciye göre sol taraftan perdeye gelir. Şarkısını bitirdikten sonra perde gazelini okur, perde gazeli de bittikten sonra seyirciyi selamlar ve Karagöz’ü perdeye getirebilmek için tegannî’ye tegannî kelimesi makam ile şarkı söyleme anlamına gelir, burada Hacivat’ın bir melodi ile ah bana bir eğlence medet diye seslenişi tegannî olarak adlandırılır başlar. Karagöz camdan uzanır ve Hacivat’a bağırmamasını söyler, Hacivat’ın bağırmaya devam etmesi üzerine kafası kızan Karagöz aşağı atlar ve Hacivat ile kavga ederler. Hacivat kaçar, Karagöz sırtüstü yerde yatar vaziyette iken Hacivat’a söylenir. Sonunda “bir daha gel bak ben sana neler yaparım” der demez Hacivat gelir. Hacivat’ın gelmesiyle Mukaddime biter, Muhavere başlar. Limon Ağacı Göstermelik Antalya kolejinde gösteri sonrası öğrencilerle birlikte hatıra fotoğrafı 2Muhavere Söyleşi, atışma Muhavere asıl oyunun konusuyla ilgili değildir. Bu bölüm Karagöz’ün yabancı sözcükleri kullanarak konuşan Hacivat’ı yanlış anlaması ya da yanlış anlar görünmesi, böylece ortaya türlü cinaslar ve nükteler çıkmasıyla sürer gider. Eğer oyun uzatılmak istenirse muhavereden sonra istenirse bir de “Ara Muhaveresi“ oynatılır. Ara muhaveresinde klasik muhaverelerden farklı olarak karagöz ve Hacivat’ın yanı sıra daha farklı tipler de oyun katılabilir. Muhavereler her konuya açıktır, önceden bilinen bir muhaverenin içine günlük olaylar sokulabileceği gibi, günlük olayları şakacı bir dille eleştiren doğaçlama muhaverelerde olabilir. Karagöz oyunlarında doğaçlamaya en uygun bölüm muhavere bölümüdür. Ferhat ile Şirin, Tahir ile Zühre, Leyla ile Mecnun gibi klasik oyunların fasıl bölümleri güncel olayların işlenmesine çok fazla müsait olmamasına karşın, bu oyunların muhavere bölümleri her tür konunun işlenmesine Karagöz oynatan ustanın maharetine ve kültürüne bağlıdır. Bu yüzden Karagöz oynatacak kişinin dağarcığının zengin olması gerekir. Derslerinizde kullanabileceğiniz Karagöz konulu video dosyasını indirmek için aşağıdaki linke tıklayınız. Eskiden Karagöz ustaları televizyonun, radyonun, gazetenin olmadığı çağlarda Karagöz oyunlarının içinde siyasal taşlamalar yapar ve kamuoyunun sesini temsil ederlerdi. Karagöz perdesinde siyasi olayların canlandırılması Padişah 2. Abdulhamit döneminde ağır cezalara bağlanmıştır. Bu karardan sonra Karagöz oyunları sürekli olarak aynı oyunların ezberlenip oynatıldığı, hiçbir çekiciliği olmayan sıradan bir oyun olup çıkmıştır. Büyük tulüat doğaçlama ustası İsmail Dümbüllü’nün “Seyircinin kararı kesindir, temyize gitmez” dediği gibi ilginçliği kalmayan Karagöz oyunları seyircinin ilgisini çekmez olmuştur. Karagöz oyunlarının ilgi çeker bir duruma gelebilmesi ancak eskiden olduğu gibi güncel olayların mizahî bir dille perdeye aktarılması ile mümkün olabilir. Evliya Çelebi’nin çok övdüğü Hayâlî Kör Hasanzade Mehmet Çelebi’nin akşamdan sabaha dek değişik taklitler yapıp herkesi hayretler içinde bıraktığı, 18. yüzyıl sonlarında yetişen Kasımpaşalı Hafız’ın da gece sabaha kadar sadece Hacivat ile Karagöz’ü oynatıp konuşturduğu, dinleyenlerin çatlamak derecesine geldiği ve vaktin nasıl geçtiğini fark etmedikleri biliniyor. 18. yüzyıl sonlarında yetişen hayal küpü Emin Ağa’nın bir söylediği muhavereyi bir daha söylemez diye şöhreti vardır. Muhavere bölümü kafası kızan Karagöz’den dayak yiyen Hacivat’ın kaçması, yalnız kalan Karagöz’ün Sen gidersin beni buraya mıhlamazlar, pamuk ipliğiyle hiç bağlamazlar, ben de çeker gider köşe pencereme otururum bakalım burada ne oyunlar oynanır diyerek çıkması ile sona erer. Geleneksel Türk Tiyatrosu konusunu duayeni sayılan Prof. Metin And “Karagözde Muhavere” adlı makalesinde bilinen muhavere adlarını şöyle sıralıyor; “Karagöz üzerine birer kitap yazmış olan Selim Nüzhet Gerçek, ve Nurullah Tilgen muhaverelerin belli başlılarının adlarını vermişler fakat bunların konularını açıklamamışlardır. Selim Nüzhet Gerçek şu adları vermiştir Akıl, babam öldü, bekçi, bilmece, çamaşır ipi, çevre, gel geç, hasta, hayır hiç, iftar, isim değiştirme, kul, külbastı, masana, mektup, musiki, nasihat, nazire, rüya, seyahat, turşu, yazma, zurna. Nurullah Tilgen’in kitabında yer alan muhavere adları sayıca daha kabarıktır. İşte şu muhavere adları yer almıştır Ağalık, akıl, Arap köle, asma, ayrılık, babam öldü, bekçi, bilmece, ciğerci, çamaşır, çevre, doktorluk, düğün, emanet para, esas hayal, gel geç, Hacivat’ın kızı, ham hum, hasan efendi, havuz, hayır hiç, iftar, iktisat, itibar, kayık, kul, külbastı, Kütahya, mangiz, masana, Meddah, mektep, muayene, musiki, nasihat, nazire, ölüm, rüya, saat, sahte hasta, Sarıyer, seyahat, turşu, üç güller, yağlı börek, yalan, yazma, turna.” Makalenin tamamını Makaleler sayfasında okuyabilirsiniz. Yaptığım bir gösteri sırasında seyirciler karagöz ile birlikte oynuyorlar 3Fasıl Bir öykünün anlatıldığı asıl oyun Bu bölümde bildiğimiz tiyatro oyunları gibi baştan sona bir oyun oynanır, oyunun akışına göre kendi kılık ve şiveleri ile Zenne, Çelebi, Tuzsuz Deli Bekir, Beberuhi, Tiryaki, Frenk,Yahudi, Acem, Matiz gibi değişik tipler girip çıkarlar. Elbette ki başrollerde her zaman karagöz ile Hacivat vardır. Karagöz ustası oyunun akışına göre bu tipleri azaltıp çoğaltabilir. Bazı oyunlarda Karagöz ve Hacivat’da oyunun akışına göre değişik kılıklarda perdeye gelip rollerini yaparlar. Örneğin Karagöz’ün gelin olması oyununda Karagöz gelin kılığı ile oyuna katılır ya da cazular oyununda Karagöz cinler tarafından çarpılıp eşek haline gelir, Karagöz’ün ağalığı oyununda Hacivat kahya olur , salıncak oyununda ise Karagöz tarafından tanınmamak için kadın kılığına girer. Bazı kaynaklarda Kâr-ı Kadîm klasik, eskiden kalma, ya da Nev İcad yeni olarak nitelendirilen bazı oyunlar günümüze kadar gelerek klasikleşmiştir. Bu oyunlar yaklaşık kırk tanedir; Aptal Bekçi, Bahçe, Balık, Bursalı Leyla, Büyük Evlenme, Cambazlar, Cazular, Cincilik, Eczane, Ferhat İle Şirin, Hain Kahya, Hamam, Hekimlik, Kagıthane Safası, Kanlı Kavak, Kanlı Nigar, Karagözün Agalıgı, Karagözün Aşcılıgı, Karagözün Bakkallıgı, Karagözün Gelin Olması, Karagözün Şairligi, Kırgınlar, Kütahya Çeşmesi, Leyla İle Mecnun, Mal Çıkarma, Mandıra Safası, Meyhane, Orman, Ortaklar, Ödüllü, Sahte Esirci, Salıncak, Sünnet, Tahir İle Zühre, Tahmis, Tımarhane, Yalova Safası, Yazıcı. 4Bitiş Fasıl bölümü sona erdikten sonra Karagöz ile Hacivat perdeye gelirler eğer rol gereği perdede farklı bir kıyafet ile görünüyorlarsa perdeden çıkıp normal kıyafetleri ile gelirler. Karagöz oyunlarının klasik bir bitişi vardır. Fasıl bölümü bittikten sonra perdeye seyirciyi eğlendirmek için şarkı veya türkü eşliğinde bir tipleme gelir, eskiden dansöz ya da köçek çıkarmış ancak bu tipleme günümüze uyarlanarak tanınmış bir şarkıcı ya da türkücü vs. olabilir. Eğlendirici tipleme de çıktıktan sonra Hacivat “aman Karagözüm nedir bu işler” der, karagöz ise “kafanı kırsın geyiklerle keşişler” deyip Hacivata tokat atar. Bunun üzerine Hacivat “yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim hemann” der ve seyirciyi selamlayarak çıkar. Karagöz’de “her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola, ehh Hacivat bir dahaki oyunda yakan elime geçerse vayyy haline” der ve seyirciyi selamlayarak çıkar. Perde arkasındaki ışığın sönmesiyle oyun sona erer. Karagöz oyunlarında bölümler değiştirilebilir, yani A muhaveresi ile D fasılı, bir başka gün bir başka muhavere ile bir başka fasıl bir araya getirilebilir, yani farklı bölümler legolar gibi farklı şekillerde bir araya getirilebilirler ve yeni bir oyun oluşturulabilir.
Çocuk oyunlarıyla yakından uzaktan alakası olmayan Karagöz Hacivat oyunu deve derisinden yapılan figürlerin gölgesinin perdeye yansıtılması yolu ile oynanır. Günümüzde sıradan insanı konu alıp yerden yere vuran Cem Yılmaz ve benzerlerinin yaptığını değil, sarayın ileri gelenlerini konu olarak seçip bazılarının hırsızlığını, rüşvetçiliğini vs. perdede canlandırdıkları için bu taşlamalar keskin bulunmuş, oyunlar yasaklanmış, ağır cezalara bağlanmış, bu yasaklamalardan sonra Karagöz sıradan, kaba saba bir güldürü oyunudurumuna düşürülmüştür. Aslında insan ruhunun kötülüklerini, zaaflarıni apacık ortaya seren, genelikle güncel olayları korkmadan sakınmadan eleştirel, politik taşlamaların yapıldığı bir oyundur. Gölge oyunu yarı saydam ve canlı renklerde olmaları, zamanını yansıtan giysileri birlikte beberuhi, zenne, cin vb. bir çok renkli figurleriyle dikkat çekicidir. Bu oyun tekniğinin Anadoluda ne zaman kullanılmaya başlandığı hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber rivayetlere göre Çin’den Moğalistan’a oradan da Anadolu’ya geçmiş, daha sonra da akımlara paralel olarak batıya geçmiştir. Sonraki bölüme geçmek için > bölüm seçmek için [>] işaretine basınız. Bu oyun tekniğin halk kültüründe ne zaman “Hacivat ve Karagöz” olarak adlandıldığı hakkında net olmamakla beraber değişik görüşler vardır. Bunlardan en yaygın olanı Sultan Orhan devrinde 1324-1362 Ulucami’nin inşaatı sırasında Bursa’da geçmiş olmasıdır. Cami inşaatında çalışan demirci ustası Kambur Bâli Çelebi Karagöz ile duvarcı ustası Halil Hacı İvaz Hacıvat arasında geçen nükteli konuşmaları dinlemek isteyen işçiler işi gücü bırakıp onların etrafında toplanır, bu yüzden inşaat işleri iyice yavaşlamış. Bu durumu öğrenen padişah Hacivat ve Karagözü idam ettirmiş. Rivayetlere göre daha sonra yaptığından pişman olan padişahın üzüldüğü belitilmekte bu durumu gören Şeyh Küşterî başından beyaz sarığını çıkarıp germiş ve arkasına bir ışık yakarak ayağından çıkardığı çarıkları ile de Karagöz ve Hacıvat’ın tasvirlerini canlandırıp nükteli konuşmalarını tekrar etmiş. O tarihten sonra da Karagöz oyunları değişik mekanlarda oynanır olmuş. 19. yüzyılda da yine sarayın ve halk toplantılarının gözde eğlencelerinden biri olduğunu yerli ve yabancı kaynaklardan öğreniyoruz. Söz konusu kaynaklara göre, II. Mahmut devrinde şehzadelerin sünnet düğününde geceleri on bir ayrı yerde Karagöz oynatılmıştır. Abdülaziz ve II. Abdülhamit devirlerinde bazı Karagöz sanatçıları Mızıkayı Hümayun himayesine alınmışlardır. Bu dönemde yetişen karagöz sanatçılarının kimisinin tekkelerden Şeyh Fehmi efendi, Müştak Baba, kimisinin medreseden Darphaneli Hafız efendi, Hafız Mehmet efendi. Kimisinin Enderundan Enderunlu Hakkı bey, Enderunlu Tevfik efendi, kimisinin katiplikten Katip Salih efendi, kimisinin cerrahlıktan Cerrah Salih efendi, pek çoğunun da esnaflıktan Yorgancı Abdullah Efendi, Püskülcü Hüsnü Efendi, Kantarcı Hakkı Efendi, Hamamcı Süleyman Efendi, Yemenici Andon Efendi, Çilingir Ohannes Efendi olduğu görülür. Günümüzde de Karagöz perdesine Şeyh Küşterî meydanı denir ve Şeyh Küşterî Karagözcülüğün pîri kabul edilir. Esnek yapısı itibariyle doğaçlamaya ve güncel olayların işlenmesine son derece açık olan Karagöz perdesi, zamanının en önemli toplumsal yergi vasıtasıydı. Halkın beğenmediği hükümet kararlarını eleştirdiği ve kamuoyunu temsil ettiği dönemler vardır. Osmanlı’nın son dönemlerinde Karagöz sanatçıları devlet ileri gelenlerinden bazılarının hırsızlığını, rüşvetçiliğini vs. perdede canlandırdıkları için bu taşlamalar çok keskin bulunmuş, oyunlar yasaklanmış, devlet ileri gelenlerinin perdeye yansıtılmaları ağır cezalara bağlanmış, bu yasaklamalardan sonra Karagöz sıradan, kaba saba bir güldürü durumuna düşmüştür. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde bir süre daha yaşayan Karagöz, zaman içinde tiyatronun, sinemanın daha sonra da televizyonun hayata girmesiyle tamamen etkisini kaybetmiştir. Ancak Karagöz oyunlarının etkisini kaybetmesindeki sebep sadece teknoloji alanındaki gelişmeler olmamıştır. 17. yüzyılda başlayan batılılaşma çabaları yirminci yüzyılın başlarında etkisini göstermeye başlamış, geleneksel Türkiye tiyatrosunun en önemli özelliği olan doğaçlama geleneği terkedilmiş, bunun yerini batı tiyatrolarında olduğu gibi yazılı metinler almıştır. Yazılı metne bağlı kalarak oynatılan Karagöz oyunları, yeni oyunlar yazılamadığı için çağa ve insanların kültürel gelişimlerine ayak uyduramamış, eskiden oynatılan oyunların aynısının tekrar tekrar perdeye getirilmesi insanların ilgisini çekmez olmuştur. Ancak doğaçlama geleneğine geri dönülmesi durumunda Karagöz eskiden olduğu gibi saygın ve yaygın bir duruma gelebilecektir, aksi takdirde önümüzdeki on yıllar içinde Karagöz sanatımız tarih kitaplarının arasında kalıp yok olmaya mahkumdur. Ne yazık ki günümüzde artık bir avuç gönüllü tarafından yaşatılmaya çalışılmaktadır. Karagöz Oyuna adini veren esas tiptir. Tahsil görmemis bir halk adamidir, sokak dili ile konusur. Hacivat’la birlikte oyunun iki temel kisisinden biridir. Cahil cesareti diyebilecegimiz bir cesarete ve gözüpeklige sahiptir. Bu yüzden tekin olmayan kisilerle basi sik sik derde girer. Sürekli Hacivat’in yardimini görür. Okumamis ama zeki ve hazircevaptir. Ögrenim görmüs kimselerin yabanci sözcük ve dil kurallari ile alay eder. Devamli olarak anladiklarini anlamaz görünür, kelimelere ters anlamlar yükler. Böylece toplum içindeki iki ayri zümrenin dillerinin çatismasi ortaya serilir. Hacivat’la söylediklerini yanlis anliyormus gibi eglenir. Sözlerine farkli ifadeler yükler. Genelde issizdir, bos gezer. Hacivat’in buldugu islerde çalisir. Yerinde duramayan, herseye burnunu sokan merakli bir tiptir. Bunun sonucu basi dertten kurtulmaz. Herseye burnunu sokan Karagöz sokaga inmedigi zaman pencereden kafasini uzatir veya evin içinden seslenerek ise karisir. Özü sözü bir, düsüncesini söylemekten çekinmeyen patavatsiz bir kisi oldugu için kendini hep zor durumlarin içinde bulur. Yine de isin içinden siyrilmasini bilir. Degisik oyunlarda degisik kiyafetler içinde görülebilir. Kadin Karagöz, Gelin Karagöz, Esek Karagöz, Çarpilmis Karagöz, Çiplak Karagöz, Süpürgeli Karagöz, Bekçi Karagöz, Çingene Karagöz, Sandalci Karagöz, Tulumlu Karagöz, Davullu Karagöz gibi çesitleri vardir. Oyun içinde rol geregi kiyafet degistirse de, oyun sonuna daima kirmizinin hâkim oldugu bilindik görüntüsü ile çikar. [youtube] Hacivat Haci ivaz, Haci Ayvaz veya Bursali Haci Ivaz adlari ile de anilir. Medrese egitimi görmüs, Arapça ve Farsça kelimelerle, tamlamalarla konusan, her konuda bilgi sahibi olan biridir. Karagöz’le sürekli bir didisme içindedir. Ders verir tavri, bilgiçlige döner. Bazen bu çok bilmis tavirlari baslarini derde sokar. Yine de çesitli badireler onun sayesinde atlatilir. Kiyafetine yesil renk hâkimdir. Karagöz gibi degisik tasvirleri vardir. Kadin Hacivat, Keçi Hacivat, Çiplak Hacivat, Kâhya Hacivat, Sandalci Hacivat. Ayni sekilde oyun içinde kiyafeti degisse bile oyun sonunda klasik yesilin hakim oldugu kiyafeti ile görünür. Çelebi Karagöz ve Ortaoyunu’nda genç erkegi oynayan, istanbul agziyla konusan bir tiptir. Eskiden okumus, tahsil görmüs egitimli kisiler için kullanilan Çelebi tâbiri, bey ve efendi kelimelerinin yerini tutardi. Eglenceyi sever, sürekli âsiktir. Kibar ve mirasyedidir. Güzel konusmayi ve gezmeyi sever. Kadinlara düskünlügü ile bilinir. Kiyafeti yillar içinde zennelerle birlikte en çok degisiklik gösteren tiptir. Modayi yakindan takip eder. Osmanli yasantisindaki toplumsal degisimleri en bariz gösteren Karagöz tipidir. Toplumsal degisimleri Çelebi kiyafetleri üzerinde görmek mümkündür. ilk zamanlar sarikli, kaftanli çelebilerden Tanzimat sonrasi fesli, setreli, redingotlu, istanbulinli çelebilere bir degisim gözlenir. Otel, han, hamam satin alip bunlarin isletmeciligini Hacivat’a verir. Arnavut Karagöz ve Ortaoyunu tipidir. Dürüst, mert ama bilgisiz ve kabadir. Çabuk kizar, ataktir, onun için adam öldürmek çok kolaydir. Kabadayiligi vardir, ama sikiya gelince kaçar. İyi davranilinca uyumludur. imparatorluk cografyasinda kavgaci ve silahsörlükleri ile taninir. Kendine has bir sivesi, Arnavut agzi vardir. Lâf anlatmasi zordur, okuma yazmayi, sayi saymayi bilmez. Oyunlarda cigercilik, bahçivanlik, bostancilik, bozacilik, koruculuk vb. islerle ugrasir. Çogu zaman Bayram adini kullanir. Tiryaki Mahallenin en yasli efendisidir. Yari uykulu hali ile kahvede oturur, mahallenin alay konusudur. Uyusturucu kullandigi için davranislarini kontrol edemez, sürekli uyku halindedir. Konusmasi Hacivati andirir. Sabirsiz ve sinirli bir kisilige sahiptir. Bazen de çocuk gibi davranir. Beberuhi Karagöz oyununda kötü huylu cüce tipi. Saray soytarılari gibi vücudu gelişmemiş, akli kıttır. Çabuk ve duraksamadan konusur. Baskalarini, özellikle Karagöz’ü kizdirmaktan hoslanir. Yilisik, sulu, alayci, herkesle dalga geçen densiz bir tiptir. Oradan oraya laf tasiyarak herkesi birbirine düsürür. Etrafa kulak asmaz, devamli olarak söz söyler, boyu kadar uzun bir külahi ve kimi kez de külahin ucunda feneri vardir. Karagöz argosunda “Pisbop” denildigi gibi “Alti karis Beberuhi” de denir. Tuzsuz Deli Bekir Oyunun külhan beyidir. Mahallenin namusu ile ilgilenir. Kötü gibi gözükse de çok iyi kalpli birisidir. Kaynaklar
Çocuklara Karagöz ve Hacivat KonuşmalarıKaragöz ve Hacivat Okur YazarlıkHacivat, Karagöz’e yetişir.HACİVAT – Uğurlar olsun Karagöz’üm! Ben de dükkânıma gidiyordum, birlikte – Birlikte yün – Ne yün yemesi canım, yani beraber – Hangi berbere Karagöz ve Hacivat Bilgi Dağarcığı Konuşmasıİki arkadaş beraber yürüyorlar.HACİVAT – Karagöz’üm yüzyıllardır herkesi güldürürsün ama senin yüzünün güldüğünü ben pek kolay kolay – Köftehor, benim gibi bir gün iş bulur, üç gün işsiz kalırsan sen de gülmezsin!HACİVAT – Canım h Türk kültür tarihinin en önemli figürlerinden olan Karagöz ve Hacivat’ın komik konuşmalarından bir bölüm;Telefon İşiKaragöz, Arkadaşının Dükkânına GelmiştirHACİVAT – Aman Efendim, canım efendim, hoş geldin safa geldin!KARAGÖZ – Hoş bulduk Hacı Cavcav!…HACİVAT – Ne o, gözlerin açılmıyor? Hasta mısın Çocuklara Karagöz ve Hacivat Konuşmalarıİş HastalığıHacivat, Karagöz’ün odasına gelmiştir.HACİVAT – Aman Karagöz’üm, büyük geçmiş olsun!KARAGÖZ – Sağolasın Hacı Cavcav, hoş geldin!HACİVAT – Efendim iş seyahatimden döner dönmez hastalanıp yattığını öğrendim. Hemen ziyaretine – Z Karagöz ve Hacivat İşkembe Peşinde KonuşmasıHacivat, arkadaşını görmek için onun bahçesine gelmiştir.HACİVAT – Karagöz’üm merhaba, merhaba!…KARAGÖZ – Buraya da mı geldin sivri sakallı baba!HACİVAT – Efendim bahçede olduğunu söylediler de geçerken arkadaşımı bir göreyim dedimKARAGÖZ – Köftehor sen ben Bahçevan İşiKaragöz ile Hacivatın komik bahçıvanlık bir parkın yanından – Söylenir. Aaaaa, parkta oturan şu adam da Karagöz’e benziyor. Üstünde de mavi bir tulum var. Seslenir. Karagöz!…KARAGÖZ – Adımımı öğreniyorsun?HACİVAT – Değil efendim, birden tanıyamadım d Hacivat ile Karagöz komik konuşmalarından kısa bir konuşma..Karagöz Hacivat Alfabeyi Sökmek Konuşmasıİki arkadaş yürüyorlar.HACİVAT – Eeee, görüşmeyeli nasılsın Karagöz’üm?KARAGÖZ – Köftehor, her gün görüşüyoruz ya!…HACİVAT – Canım lafın gelişi öyle denir. Yani dünden beri nasılsın, neler yapıyo Karagöz ve Hacivat Mektup Örneği Konuşmasıİki arkadaş yürüyorlar.HACİVAT – Hoş geldin sevgili Karagöz’üm!KARAGÖZ – Hoş bulduk kel kafalı kara üzüm!HACİVAT – Nereden gelip, nereye gidiyorsun bakalım?KARAGÖZ – Bir yere gittiğim yok da, oğlumla kaç saattir okuma-yama çalıştık… Biraz gezeyim
Türk-Osmanlı tiyatro tarihinin en popüler iki karakteri onlar. Tarihini ise kimseler pek bilmiyor. Elbette rivayetler de çeşitli; haliyle şehir efsaneleri de yaygın. Kimi Karagöz’ü Bizans imparatoru’nun elçisi yapmış kimi Hacivat’ı Hz. Muhammed’in elçisi… Ulu Camii’nin yapımında çalışan iki işçi olduklarını söyleyen var. Peki, doğrusu ne? Bu işin yaşayan en büyük duayenlerinden Cengiz Özek, bilmeniz gereken her şeyi anlattı. Haklarındaki şehir efsaneleriBeyaz bir perde üzerine, oynatıcı-kuklacı ve perde arasında yer alan ışık kaynağı vasıtasıyla yarı saydam deriden işlenen ve renkli şeffaf boyalarla boyanan, sopalarla hareket ettirilen iki boyutlu kuklaların gölgelerinin düşürülmesi tekniğine dayanan Türk gölge oyunu, Karagöz köklü bir geleneğe sahiptir. Gölge oyununun başkişileri olan Karagöz ve Hacivat’ın yaşadığına dair birçok görüş ortaya atılmış, kimi Karagöz’ü Bizans imparatorunun elçisi yapmış kimi Hacivat’ı Hz. Muhammet’in elçisi… Evliya Çelebi ise Karagöz ve Hacivat’ın Selçuklu döneminde yaşadığını kitabında ileri sürmüştür. Bütün bu söylenceler arasında en rağbet göreni ise; Karagöz ve Hacivat Gazi döneminde bir cami yapımında görevli ustalardır. Kahramanlarımızın bol nükteli sohbetleriyle inşaatı geciktirmelerine öfkelenen sultanın idamlarına hükmettikten sonra çok üzülmesi ve bu üzüntüyü azaltmaya yönelik olarak Sufi Şeyh Küşteri bazı kaynaklarda Şüşteri'nin ölen kahramanlarımızı deriden figürlerle arkadan ışıklı perdeye yansıtıp sultanı avutması karagözcüler arasında yaygın bir söylence olarak kuşaktan kuşağa aktarılmış, bu şekliyle de hepimizin hafızalarında yer en doğru bilgi hangisi?Konuya akademik bir gözle bakınca, yazdığı kitaplarla Türk Tiyatrosu’nun çeşitli evrelerine ışık tutan Prof. Dr. Metin And, birçok uluslararası araştırmacının da dile getirdiği bir belgeyi gözler önüne seriyor. Bu belge, Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethetmesi sonrası Memluk tarihçisi İbn İlyas'ın tarih yazımıdır. Bu belgeye göre “Yavuz Sultan Selim, Memluk Sultanı II. Tomanbay'ı 15 Nisan 1517’de astırmıştır. Cizre’de Nil üzerinde Roda Adası’ndaki sarayda bir gölge oyuncusu Tomanba’ın Züveyle kapısında asılışını ve ipin iki kez kopuşunu canlandırmış, Sultan bu gösteriyi çok beğenmiş, oyuncuya çeşitli hediyeler verdikten sonra şehzadesi de seyretsin diye yanında İstanbul’a getirmiştir.” Büyük benzerlikler gösteriyorTürk gölge oyunuyla ilgili yazılara, çeşitli yazmalarda 16. yüzyıldan itibaren rastlamamızın nedeni de bu olsa gerek. Bunlardan birkaçı, 16. yy. da Topkapı sarayında gölge oyuncularının adını listeleyen bir belge, İsa Akhisari ö1560 adlı sufinin bir perde gazeli, 1582 şenliklerini anlatan Surname-i Huma-yun. 1582 şenliklerine tanıklık etmiş Haunolt'un yazılarının da 1582 Surnamesini destekler niteliktedir. Ayrıca,1582 Surnamesinde tarif edilen oyunlarla 13. yüzyılda şair İbn-ül Fariz'in yazdığı Tay'iyyet-el Kubra eserinde tarif edilen Memlük gölge oyunu içeriğine ait tarifler birbirini tutmakta Türk gölge tiyatrosuyla Memlük gölge tiyatrosu büyük benzerlikler göstermektedir. Aynı teknik Çin’de de varAlman oryantalist Paul Kahle tarafindan bulunan ve Almanya’daki birkac müzeye ülestirilip koruma altina alinan Memlük gölge oyunu kuklalari 18. YY. aralığına tarihlenmektedir. Memluk gölge tasvirleri ile Karagöz tasvirleri arasında önemli bir teknik benzerlik söz konusudur. Her iki teknik de gölge kuklalari deriden yapilmakta kuklalara 90°dikey aciyla bağlantılı ahşap çubuklarla oynatımaktadir. Benzer teknik Güney Çin Kanton ve Tayvan gölge kuklalarinda da gözlenmekle beraber, oynatım çubuklarının deri tasvirle birleşme yerlerindeki "pul" denilen ek aparatın Memlük ve Türk gölge kuklalarinda tıpatıp aynı olması ortak kökene ait ciddi bir maddi delil da sahipleniyorTürk gölge tiyatrosu baş kişileri “Karagöz ile Hacivat'ın” isimlerine ise ilk kez 17. yüzyılda Evliya Çelebi seyahatnamesinde rastlıyoruz. Şunu da rahatlıkla söyleyebiliriz ki günümüzdeki Karagöz oyunları formuna 17. Yüzyıl itibariyle adım atılmıştır. Bu formuyla, Osmanlı İmparatorluğu yıkılana kadar yönettiği Suriye, Lübnan, Yunanistan, Bosna-Hersek, Romanya, Macaristan, Tunus, Cezayir, Libya, Kıbrıs ve kökenini aldığı Mısır Memlük’da “Karagöz” ve bundan türeyen adlarla varlığını sürdürmüş ve özellikle Yunanistan’da ulusal kültürün önemli bir parçası kabul tarihimizin baş tacı Karagöz Hacivat’ın 500. yılı Ramazan ayı boyunca Emaar Square Mall’da kutlanıyor! Hem de ne kutlama… Cengiz Özek’in koleksiyonundan oluşan Hacivat Karagöz Sergisi, her hafta sonu günde iki seans gölge oyunu, hem yetişkinlere hem miniklere özel atölyeler… Bütün detaylar aşağıda! Hacivat Karagöz 500 Yıl SergiTarih 26 Mayıs- 27 Haziran 2017Kişi Sınırı YokSüre 1 aySaat aralığı 1000 - 2200Çocuk Atölyeleri Tarih 27-28 Mayıs, 3-4-10-11-17-18-24-25 Haziran 2017 Kişi Sınırı Her atölye 30 çocuk ile sınırlıdır. Süre Günde 2 kez x 90 dakika Saat aralığı İlk Seans - 1330 - 1500 İkinci Seans - 1530 - 1700Yetişkinlere Atölye Tarih 31 Mayıs, 2-7-9-14-16-21-23 Haziran 2017 Kişi Sınırı Her atölye 20 yetişkin ile sınırlıdır. Süre Günde 2 kez x 2 saat Saat aralığı İlk Seans - 1330 - 1530 İkinci Seans - 1630 - 1830Karagöz& Hacivat Gölge Oyunu Tarih 27-28 Mayıs, 3-4-10-11-17-18-24-25 Haziran 2017 Süre Günde 2 kez x 30 dakika Saat aralığı İlk Seans - 1600 - 1630 İkinci Seans - 1900 - 1930
Hacivat Ve Karagöz Haberleri - Hacivat Ve Karagöz Haber - Türkiye'nin en kapsamlı haber sitesi. Son dakika haberleri ve en güncel haberler Son Dakika Haberler© 2022
hacivat ve karagöz bilgi dağarcığı